Bu İçeriği Paylaş
Büyük bir marketin içinde her çeşit ürünlerden istediklerini alıp kasaya geliyorsun. En önemli ürünlerin tam kasadan geçecek, bir bakıyorsun barkodları yok. Orada bırakabilirsin ya da gidip üzerinde barkod olanları alabilirsin.
O ürünün üzerindeki barkodun bedendeki karşılığı HORMON.
O ürünlerin üzerinde de
- Hissetmek
- Performans
- Üretkenlik
- Bağışıklık sistemi
- Neşe, dinçlik vb..
- Vücut sıvılarının dengesi
- Vücut ısısının dengesi
- Akıl sağlığı
- Kalp sağlığı
- Üreme
- Cinsellik
- Büyüme vb… ifadeler olsa o ürünü orada bırakır mısın?
HAYIR.
Ben bırakmam, bırakmam ama reyona dönüp bulamazsam da yardım alırım.
Bedene yardım etmeliyiz. Beden doğadan beslenirken eskisi kadar destek alamıyor. Hatta biraz da rahata kaçıp köstek oluyoruz. Eski çağlara göre uzun yaşıyoruz. Daha kötü besleniyoruz, daha yüksek baskı altında yaşamaya alışıyoruz, sinir sistemimize daha fazla yük biniyor ve kendimizi az dinliyoruz. Bedende bir sistem var ki o konuşunca dinlemesen olmuyor.
Yönetim kurulu üyeleri olan hormon bezleri ve yönetim kurulu başkanı epifiz bezi. Hani şu ünlü pienal bez. Kireçlendi, kireçlenmedi tartışması yapılan.
Hormonların neler yapabileceğini ergenlik döneminde, gebelikte, doğumda, adet periyodlarında öğreniyor, uzmanlığıysa menopoz ve andropoz döneminde tamamlıyoruz.
Benim kendi sürecimde gözlemim şöyle ki ilk ve en önemli etkisi fiziksel olarak bedendeki su ve ısı dengesinin değişmesi, diğer etkisiyse hayata karşı istek ve isteksizlik. Bunu da şuna bağlıyorum. Östrojen ve progestron azaldıkça beden enerjiyi doğru alanda kullanamıyor. Isı üretmek için gösterdiği performansın üstüne bedeni soğutmak için terleme yaratıyor. Sen olduğun yerde yanıyor, sırılsıklam oluyor, ateş basmasıyla üşüme nöbetleri arasında gelip gidiyorsun.
Belki de bu nedenle yaş döngülerinde 49-50 yaş için yeniden doğum ya da çöküş tanımı yapılıyor. Kendini yeniden yapılandıranlar için hayat deneyimlerinden yola çıkarak planladığın bir yolculuğa dönüşüyor.
Teknik bir dil kullanmadan devam etmek niyetindeyim.
Önümüzde iki yol var. ‘’ Aman ya ben değişemem, bu yaştan sonra….’’ ya da ‘’ bu yaşıma kadar yaptığım yetti … alışkanlıklarımı değiştirip hayatımı iyileştireceğim’’ ilkini seçenler muhtemelen bu yazıyı zaten hiç okumayanlar olacaktır. Biz devam edelim.
Muhtemel süreçte gözlemlerim ve olasılıklar.
- Bazı gözlemlerimi paylaşmak istiyorum. Aşırı su kaybı bedende minerallerin de eksilmesine neden oluyor. Sadece su atmıyoruz. İlerleyen yaşlarda görülen kemik erimesi, damar sertliği ve muhtemelen kalp rahatsızlıkları da bu minerallerin yerine konulamamasından kaynaklanıyor.
- Östrojen azlığı isteksizliğe, halsizliğe sebebiyet verirken, fazlası gerginlik yapıyor. ‘’Al işte senin huyun değişti ‘’ yakıştırmalarının sebebi olan hormonlar.
- Ciltte kuruma, cilt dokusunda gevşeme ve kurumaya bağlı yaşlı görülmeye başlama. Bunun asıl sebebi bence yine ilk başlarda gerçekleşen su kaybı.
- Bu hormonlar yumurtalık bölgesinde üretildiği için karın bölgesinde yağlanma görülebiliyor.
- Menopoza kilolu girenlerin daha az zorlandıklarını biliyor musun? Neden? Kolojen kayıpları az oluyor. Böbreküstü bezleri yağı östrojene dönüştürüyor. Bel çevresi kalınlaşmasının sebebini de az çok anlamış bulunuyoruz.
- İsteksizleşmenin getirdiği hareketsizliğe bağlı kas kaybı, fiziksel değişimi de getiriyor.
- Bağırsak hareketlerinin yavaşlaması, kan basıncında değişme, uyku bozuklukları vb…
Ne biçim bir şeymiş bu süreç de diyebiliriz, neden böyle oluyor ve hayat bana ne diyor da diyebiliriz.
Bu olan durumdan benim kendime çıkardığım sonuç ve liste
- Daha çok hareket et, düzenli egzersiz yap. ( kaslarım çalışacak, lenf sistemim temizlenecek, dolaşım sistemime destek olacağım, kan kılcal damarlara ulaşacağı için deri altıma kadar oksijen gidecek.)
- Beslenmeni değiştir, hayvansal gıda tüketimini azalt, bitkisel besinleri arttır. Neden? Hayvansal gıda tüketimin karaciğerine aşırı yük bindirir ( sanayide üretilen hayvanlar ve hayvansal ürünler kimyasal yükü taşır, katkı maddesiyle paketlenir. Özelikle süt ve süt ürünleri sindirim sistemine yük verir. Hayvansal gıdaların asit oranı yüksektir, bedendeki kemik ve eklem sıvılarında sorun yaratır. Böbreklerine yük bindirir. Bitkisel proteini sindirmek kolaydır. Bitkilerden hormon desteği sağlayabilirsin.
- Hamur işini, kahveyi, şekeri bırak ya da azalt, bağışıklık sisteminin sana ihtiyacı var. İnce bağırsak hormon yönetim kuruluna hizmet eder. Ona iyi davran. Üzerindeki karbonhidrat yükünü al. Kahve bedenin alkali dengesini bozar ve suyu söker. V
- Suyu bedeninden uzaklaştıran tatlardan uzaklaş; kahve, alkol, siyah çayı azalt ya da tamamen bırak.
Menopoz alışveriş listesi
Uzakdoğulu kadınların yaşları ilerlese de ciltleri pırıl pırıl, enerjileri çok yüksektir. Bunu hep merak etmiştim. Beslenmelerinde olmazsa olmazları SOYA. Tatlı, tuzlu, ekşi her yerde soya vardır. Ben de açıkçası tadını severim ama doğal östrojen kaynağı olduğunu yeni öğrendim. Tam listemi veriyorum
- Soya / sütü, tofu, fasulye olarak, çimlendirilmişi yenilebilir tek şartla GDO olmamalı. GDO ( genetiği değiştirilmiş) başka bir canlıdan gen aktarımı yapılmış gıdalardan genel olarak uzak durmak iyi olur.
- Rezene, İbni Sina kadında nemli cilt ve gençlik için öneriyor. Ben çayını yapıyorum. Değirmende çekip sabah kahvaltısında tüketiyorum. Sebze olarak da çok severim. Büyük marketlerde satılıyor. Aynı zamanda Ege bölgesinde arapsaçı olarak tanımlanan bitkidir.
2 Comments
cemile taş
Allahım bütün anlattıklarınız ben 45 yaşında başladı menopoz bende soya sütü içtim bol bol şimdi hayıt otu çayı iç dediler onu içiyorum ama bilemedim kemiklere destek ne yapmak lazım rezene ilk duydum .o ateş 🔥 basmalar of of Meltem hanım Rabbim kolaylık ile bu süreci atlamamıza yardım etsin.
Tugba bulut
Dogal soya yi nereden temin ediyorsunuz
Yourmlar kapatıldı