Diyetten uzak bir biçimde, bedeni bir statü sembolü olarak görmeyi bırakarak, onunla barışarak dengede ve formda olmak için birkaç prensibimi paylaşıyorum. Ancak seni sonuca götürecek olan asıl şey kararlı olmandır.
Ne istediğine karar ver. Kararlarını nasıl ve ne kadar uyguladığını fark et. Uygulayamıyorsan bu karalarını yeniden gözden geçir veya bırak, yeni kararlar al. Fakat daima kendine karşı samimi ol.
Başlamadan önce hatırlatmalıyım. Hepimizin bedeni tıpkı DNA’mız gibi nev-i şahsına münhasır yani eşsizdir. Birisi gibi olmak ya da olmamak kendinden uzaklaşmak anlamına gelir. Hiçbirimiz bir başkasına benzeyerek özgür olamayız.
Daha ince, daha genç, daha güzel olma takıntısı mükemmelliyetçiliğin göstergesidir. Mükemmeliyetçi insanların beklentisi yüksek olur, en çok da kendine eziyet eder. Kendimize bakalım, bu hayat yolculuğumuzda bize verilen yegâne araç olan bedenimize iyi davranalım; ancak beklentimiz fiziksel değil sağlığa dair olsun. Bunun için bedenimizin iyiliğine ve sağlığına niyet edelim.
Belirttiğim gibi, birisi gibi olmak ya da olmamak kendinden uzaklaşmak anlamına gelir. Hiçbirimiz bir başkasına benzeyerek özgür olamayız.
Sabahları en az 2 bardak su içelim. İstersek içine bir limon dilimi koyarak tüketebiliriz.
Kahvaltıdan önce bağırsak boşaltımını sağlamak için hareket edelim. En az 15 dakika yürüyüş yapalım.
Sabah kahvaltısı olarak sadece peynir, ekmek, domates yemek yerine çorba, haşlanmış sebze, yoğurt, meyve gibi çeşitlemelerle öğünümüze renk katalım.
Günde iki öğün yemek yeterlidir. Bunun dışında; zaman zaman şişlik hissediyorsanız haftada bir gün sıvı beslenmeyi deneyin. Sıvı beslenme uygularken sadece su ve bitki çayı için.
Bedeninize eziyet etmeyi bırakın. Yani ne kendinizi aç bırakın ne de midenizi tıka basa doldurun. Arada sırada hepimiz ölçüyü kaçırırız elbette. Ölçü kaçtığı noktada dengelemek de bizim işimiz. İster o gün içinde ister sonraki günlerde ölçü kaçırdığımızda vücudumuza yüklediğimiz yükü hafifletelim.
Beslenmek, duygularınız tarafından yönetilen bir eylem haline geldiğinde beden savrulur. Bu nedenle, yemek ile ilgili prensiplerinizi beyninize komut halinde verin.
YEMEKLERİNİZ BEDENİNİZE FAYDA, DAMAĞINIZA KEYİF VERSİN.
“Ben şunu şunu severim”, “Ben şunu yiyemem”, “Ben şunu yapamam” gibi ön yargılarınızı silin. Bir şeyi sürekli yapmayın. Her sabah, her zaman ön yargılarınızı silin atın. Beden hemen eğitilir ve buna karşı önlemler alır.
Kendinize karşı dürüst olun. Kilo aldıysanız aldınız, bunu kendinizden gizlemeyin. İllaki birilerinden gizlemek istiyorsanız, kıyafetlerinizle illüzyon yaratın ve çevrenin “Kilo mu aldın sen?” baskısından kurtulun.
Bedeninize ne istediğini sorun. Beden seyahatlerde, yoğun iş dönemlerinde ve yas yaşanan ağır dönemlerde kendini korumak ister. Bu nedenle de yağ ya da su toplar. Bu olduğunda rahat olun, kendinize güvenin ama ipin ucunu bırakmayın.
Hareket edin. İster evin içinde ister dışında, hareketli olun. Yürüyün, bisiklete binin, yoga yapın, dans edin. Kısacası, kendinizi yaparken iyi hissedeceğiniz bir aktivite bulun ve yapın.
Yemek yaparken en iyi malzemeyi seçin. Bir araya getirdikleriniz birbirleriyle çatışmasın. Örneğin et, süt ve süt ürünleri ile tüketildiğinde asit yapar. Bunun gibi prensipleri göz önünde bulundurarak yemek yaparsanız daha sağlıklı ve ferah hissedersiniz.
Yemek yapmayı bir angarya olarak görmektense, kendinizi şımartmanın bir yolu olarak algılayın. Kendinize özel yemek yapın, sofra kurun ve kendinize hizmet edin.
Sabah ilk iş en az 2 bardak su için ve mümkünse içine Himalaya tuzu ekleyin (Bir bardak suya bir tatlı kaşığı tuz koyarak tüketebilirsiniz). Limon koyarak suyunuzu daha da lezzetli hâle getirebilirsiniz.
Suyu yemeklerden en az yarım saat önce ve yemeklerden 2 saat sonra için. Yemek esnasında ve hemen sonrasında içilen su hazmı zorlaştırır ve kilo aldırır.
Sıcak bir bitki çayı bedeninizi dinlendirmek istediğiniz günlerde sizi rahatlatır.
Parti, özel gün veya seyahatlerden sonra ve aşırıya gittiğinizi düşündüğünüz zamanlarda bedeninizi dinlendirmek için 3 gün boyunca günde iki öğün beslenin ve bu öğünlerden biri sıvı besin olsun. (sebze suyu, çorba, bitki çayı vb.)
Her şey olaylara karşı düşünsel yaklaşımınızda bitiyor. Doğru şekilde niyetlenin. İncelmek amacıyla özel bir program uygulamak istediğinizde, dolunaylardan sonraki dönemleri seçin.
Bunları yaparken şu şekilde niyetlenin: “İyileşmeye, sağlıkla incelmeye ve bedenimi sevmeye niyet ediyorum.”
Vücudunuzda birikmiş maddelerden kurtulmak için hamama gidin ve kese yaptırın. Masaj, buhar odası ve tuz banyoları bedenden toksin atılmasında size destek olacaktır.
Eve aldığınız besinler, sağlıklı yaşamaya yönelik olarak koyduğunuz kuralları takip ederken sizi yoldan çıkarak türden olmamalıdır. Bu nedenle de yemek istemediğiniz veya zararlı gördüğünüz gıdaları satın almayın.
Karşı koyamadığınız yemekler olduğunda ise yanında salata yemek, önden çorba içmek gibi sağlıklı hareketlerle öğününüzü destekleyerek, sağlığınıza zararlı olan gıdanın tüketimi azaltabilirsiniz. Bu şekilde de azaltamıyorsanız o öğünde istediğinizi yiyin fakat bir sonraki öğünü veya iki öğünü hafif geçirin.
Acıkmadan yemek yemeyin.
Hatır için bir kaşık daha fazla yemeyin, doyunca bırakın.
Yemek yerken başka eylemlerde bulunmayın. Örneğin telefonla konuşmayın ya da bir şeyler okumayın, yalnızca yemeğinizle ilgilenin.
İyi çiğneyin çünkü yemek ağızda tükürük salgısı ile alkali olur. Bu da sindirim için önemli bir adımdır.
Çay, kahve, kolalı içecekler ve suni meyve suları vücutta asit üretilmesine sebep olarak kilo almanıza yardım eder. Diyet ürünler de buna dahildir. Buna karşın çok kahve içip çok zayıf olan insanları düşünüyor olabilirsiniz fakat bu gibi kişilerin bedenlerinde asitler organlarda birikir ve ileriki yaşlarda hastalıklara neden olabilecek sonuçlar doğurabilir. Yani tek mesele kısa vadede zayıf kalmak değil, uzun vadede de sağlıklı yaşamak için vücudumuza yatırım yapmaktır.
Dengeli olun. Tatlı yiyebilirsiniz ancak bu durumda tüm öğününüz tatlınız olsun. Yemeğin üzerine tatlı yemeyi bırakın. İlla yemek üzerine tatlı tüketmek zorunda kalırsanız; ertesi gün çorba, salata ve sebze yemeği ile dengeyi tekrar sağlayın.
Ekmek ve özellikle de maya ile yapılmış ekmek bağırsakların düşmanıdır. Tam buğday unundan, ekşi maya ile yapılmış ekmek yiyebilirsiniz; ancak böyle bir ekmeğe ulaşamıyorsanız yemeklerinizin yanına salata ve haşlanmış patates gibi yiyecekler ekleyin.
Şekeri hayatınızdan çıkarın. Yerine bal ve pekmez kullanın. Tatlılarınızı meyvelerle lezzetlendirin.
Yaratıcılığınızı sofranıza aktarın. Dışarıda yediğiniz her yemeğin sizin yaptığınız kadar özenle hazırlanmadığını bilin. Bu nedenle dışarıda yemek tercihlerinizi keyifli ve evde yapılması zor yemekleri yapan mekânlara yönlendirin. Yani kebap, yöresel yemekler, dünya mutfakları gibi seçenekler için dışarıda yemek yiyin. Bunun dışında kendi yemeğinizi yanınıza alın.
Öğlen yemeklerinizi kendiniz hazırlayın. Evde hazırlayıp yanınıza alın ya da ofisiniz size aitse ve imkânınız varsa taze olarak hazırlatın. Çalıştığınız işyerinde yemek veriliyorsa; yine kendi prensipleriniz doğrultusunda beslenin. Örneğin o gün öğlen fırında makarna var diye yemek zorunda değilsiniz.
Sabahları acıkmadan bir şeyler yemeyin. Hamur işleri yemeyi hemen bırakın.
Bağırsakların çalışması çok önemlidir. Bu nedenle kabızlığınız varsa sebebini belirleyin ve bağırsak florasını düzenlemeye odaklanın.
Safra kesesi ve mide sorunu olanların şişlik ve yağ enzimi sorunları olur. Bu yüzden bedeninizi izleyin ve şişlik yaşıyorsanız safra keseniz ve midenizle ilgilenmeniz gerekebileceğini hatırlayın.
Hepimizin arada sırada kendimizi serdiği, hiçbir şey yapmak istemediği dönemler olur. Bu dönemlerin sonunda bedeninize, kendinize zaman ayırın ve sakince açığı kapatın.
1 Comments
Özgü
Meltem Hanım merhaba. Bağırsak florasını düzenlemek ve aşırı gaz artışını ve şişkinliği önlemek için ne önerirsiniz? Teşekkürler..
Yourmlar kapatıldı