Skip to content Skip to sidebar Skip to footer
bir-narsistin-yorungesinden-cikmak

Bir Narsistin Yörüngesinden Çıkmak

Bir Narsistin Yörüngesinden Çıkmak   

Uydu kişilik olduğunuza karar verdiyseniz karşınızda bir gezegen duruyor demektir. Onunla olan ilişkinizde her ne kadar kızsanız da ondan onay almaya muhtaçlığınıza sinir oluyor olabilirsiniz. Onlar birer virüs gibi düşüncelerinize yerleşir ve tam zamanlı onunla meşgul olmanızı sağlarlar. Bunu pozitif ya da negatif davranışlarıyla yapabilirler. Ben buna narkoz etkisi diyorum. Sizi zerre kadar anlamayan ve saygı göstermeyen birisini hayatınızdan çıkartamamanın rehavetiyle mücadele etmek yorucudur.

Onu mutlu etmeye çalışmanız, onun için faydalı şeyler yapıyor olmanız sizin için yetersizlik ve değersizlik duygusunun derinleşmesine neden olur.

Değerli hissetmek için başkasına ihtiyaç duyanlar, kendinden başkasını değerli görmeyenlerle buluşur.

Bu kişiler size bir şey veriyormuş gibi yaparlar. Ne vereceklerine, ne zaman ve ne şekilde vereceklerine onlar karar verir.

Sözlerini tutmazlar.

Sizden tam zamanında yapmanızı isterler ama onlar size zaman ayırmak istemezler. Ancak size zaman ayırdıklarında öylesine etkileyicidirler ki onlar olan öfkeniz, kırgınlığınız ya da tüm negatif duygularınız bir anda geçer.

Sizi över, değerli hissettirir ve sonra da ortadan kaybolurlar.

Narkoz almışsınız gibi kendinizden geçersiniz. Adeta sersemlersiniz ve kendinize geldiğinizde aslında hiçbir şeyin değişmediğini anlar ve yeniden ona kızmaya başlarsınız. Ne var ki onu terk etmeyi düşünmezsiniz.

Çünkü onlar bir ebeveyn arar, onlara bağımlı olanlar da ebeveynlik yapacakları çocuk.

Narsist kişiliklerin çocukluklarında terk edilme, değer görmeme, duygusal olarak bakımlarının ihmal edilmesi ya da onu özel olduğuna inandırmış ebeveynleri olmuştur.  Bu arayış ömür boyu devam eder.

Bu nedenle mükemmel eş ararlar ve bu eşler aynı zamanda ebeveyn görevi de görürler. Bununla birlikte en ufak bir yetersizlik duygusunda ilk suçlamaları en yakınlarına gelir. Zaten onlar kusursuzdur ve bir kusur ya da hata varsa bu dışarıdadır.

Yapamayan, anlamayan hep dışarısıdır. O anlatır ama karşısındaki anlamamıştır. O yapmıştır ama karşısındaki değerini bilmemiştir.

Bu kişiler herhangi bir konuda parlamaya başladıklarında, kendilerini güvende hissettiklerinde ya da tam tersi yetersiz hissettiklerinde daha baskıcı, eleştirel, çıkarcı, böbürlenen, sadece kendi istediğine odaklanan, sadakatsiz, hak görmesinden sebep bir fikri, parayı ya da eşyayı almaya hatta gasp etmeye meyillidirler.

En derinde kendini son derece değersiz ve kabul görmemiş hisseder ki tek başına hareket etmesi söz konusu değildir bu nedenle herhangi bir şekilde terk edileceğini, alıştığı hizmeti alamayacağını, planlarına ya da hedeflerine kavuşamayacağını inandığında hemen bir alternatif oluşturur.

Zayıfken, yeterli desteği bulamadığında, herhangi bir şekilde onurlandırılmadığında ona bakacak, onunla ilgilenecek birilerini bulmakta ustadır. Bu olamıyorsa mevcut durumu iyileştirmek için uzlaşır ya da geri adım atar. O sınırları sonuna kadar zorlamakta ustadır. Bu nedenle de kafaya bir şeyi koyduysa mutlaka yapar.

Gezegen adını verdiğim bu kişiler en yakınlarındaki insanlara karşı eleştirel, baskıcı, buyurgan, talep kâr oldukları kadar uzlaşma konusunda da mükemmeldirler. Bu çelişik durum ondan kopulmasını zorlaştırır. Son derece sert ve karşısındakinin duygusuna yabancı olan bu insanlar bir anda bir çocuk kadar kırılgan ve naif olabilirler. Bu hallerini gözlemleyen yakınları onların aslında o sert, buyurgan görüntülerinin altındaki zayıf tarafa odaklanır ve ‘’ onun bana ihtiyacı var’’ iknasıyla daha da verici olurlar.

Bunun sebebi de beslenmekten çok beslemeye odaklı olan uydu kişiliklerin bu kişilerle eşleşmesidir. Karşısındakini mutlu etmek için şekil alan, uyumlanan, hatta kendinden vazgeçen mutlu edilmeyi, öncelik verilmeyi ve taktir edilmeyi hak görenlerle buluşur.

Her iki tarafta dışarıdan birbiriyle pek de uyumlu değilmiş gibi gözükseler de biri yönettiğini zannederken yönetilir, diğeri de yönetimi tamamen bırakıyormuş gibi yaparken kontrolü elinde tutar.

Narsistler kontrolü elinde tutan taraftır, uydularsa kontrol ettiğini zannederken kontrol edilenlerdir. Baskıya ihtiyaç duydukları için itiraz etseler, şikâyet etseler de efendilerini bırakmak istemezler ancak her zaman da efendinin dediği olmaz. Sınır koymakta sorunu olan uydu kişiliğin bir anda ‘’ yeter bu kadar ‘’ demesi narsistin hemen tavrını yumuşatmasına ve uydusuna yönelmesine neden olur. Bu nedenle nerede duracağını bilmeyen, sınır koyamayan, dur diyemeyen, duramayan, hep yapmak zorunda hisseden, öne çıkmaya cesareti olmayan ama asıl işi kendisi yapmak isteyenler, önde olmak, pohpohlanmak, alkışlanmak ve rahat ettirilmek isteyenlerle bir araya gelir.

Bu ilişki bağı iki şekilde çözülebilir.

  1. Gezegen daha iyi bir uydu bulursa ki burada mutlaka maddi ve manevi çıkar söz konusu olacaktır. Ona kendisini daha değerli ve önemli hissettirecek bir alternatifi asla kaçırmaz. Bu nedenle ne ilişkilerde ne de iş hayatında sadık olamazlar. Ancak yine de mevcutta bağlantıda olduğu kişiyle bağ kesmek istemez. Onu eskisi gibi beslemediği için baskısını arttırır, görmezden gelir hatta kötü davranır. Bu davranışları karşısında uydu kişi uzlaşmaya çalışır, alttan alıp bir şekilde ilişkiyi iyileştirmeye çalışırsa bu baskıcı tavırlar daha da sertleşir. Eğer uydu kişi bu baskısı ve küstah tavırları görmezden gelir de bu tavırları önemsemezse o zaman narsist uzlaşma yoluna gider, tavizler ve hediyelerle yeniden bağ kurmaya çalışır.
  • Uydusunun onu terk edeceğini hissettiğinde, kendini herhangi bir konuda yetersiz hissettiğinde ya da eskisi kadar önem verilmediğine karar verdiğinde yine bir çözülme olabilir ancak terk eden, sonlandıran uydu kişilik olacaktır. Narsistler kısa süreli gitseler de mutlaka geri döner ve yeniden bağ kurmak isterler.

Her iki durumda da tam kopma ancak uydu kişiliğin yörüngeden çıkmasıyla mümkün olur.

Kendini merkez gören bu kişiler bırakamaz ve terk edemezler. Bu nedenle eşyaları çok değerlidir, eskiyle bağları çok güçlüdür. Eskiden yaptıkları başarılı işlerden, sahip oldukları mallardan, aldıkları terfilerden sıklıkla bahsetmeyi severler. Anlattıkları hikayelerde hep başarılı, kazanan ve alkışlanan onlardır.

Kaybetme hikayelerindeyse her zaman bir haksızlığa uğramışlıkları bulunur. Herhangi bir sorunda karşı taraf suçludur, hatalıdır ya da yanlış yapmıştır. O kusursuz, saf ve kandırılmış olandır. Sadakatsizliğinden bile kendisi değil aldatttığı kişi sorumludur. Yeterince ilgilenmemiş, onun ihtiyaçlarını karşılamamış ya da onu başı boş bırakmıştır.

Bırakamayan kendisi olmasına rağmen insanların onu bırakamıyor olduğunu düşünmek ona iyi gelir. Sorunla da olsa bağ kurmaktan hoşlanır.

Narsistlerle yaşamak değersizlik algınızı derinleştirir. Siz farkında olmazsanız da yapmadıklarınız ya da yaptıklarınız nedeniyle suçlanır, yargılanır ya da itham edilirsiniz. Bir iş bittikten, bir sonuç alındıktan sonra eleştirel olurlar. Hele ki başarısızlık söz konusuysa ya ortada yokturlar ya da eleştiri okları karşı tarafa yönelmiştir.

Neden bunu yaşıyorsunuz?

Başarıyı paylaşmak, sorunları üzerinize almak gibi bir tavrınız olabilir mi?

Boşanamayan, işinden ayrılamayan, sıkıntılı bir durumu sonlandıramayan insanların durumu idare etmek gibi bir özelliği bulunur. Sanki dünyanın sonu gelmiş de ellerindekileri kaybedeceklermiş hissine kapılıp ‘’ son bir şey daha yapayım da’’ düşüncesiyle bitirmek konusunda sınırlarını zorlarlar. Hal böyle olunca da sıkıntı yaratsa da, bunaltsa veya değersiz hissettirse de bir muhtaçlık hissiyle kıvranırlar. Çünkü onlara verilenle yetinmeye, daha çok vermek zorunda hissetmeye odaklanmışlardır.

Ayrıca sınırlarınızı bilmediğiniz, hayır diyemediğiniz, varlığınızla değil yaptıklarınızla değerli olacağınızı düşündüğünüz, kendinizden önce başkasını düşündüğünüz, yalnız kalmaktan korktuğunuz kadar bağlanmaktan da korktuğunuz, vermeyi, beslemeyi, kontrol etmeyi iyi bildiğinize inandığınız, biliyorum diyerek hiç dinlemediğiniz, empati yeteneğinizle karşınızdakini kendisinden bile iyi anladığınızı düşündüğünüz için.

Üstelik muhtemelen anne ya da babalık yapmayı da seviyorsunuz. Annenizin anneliğini ya da babanızın babalığını pek beğenmiyorsunuz ve ondan daha iyi olduğunuzu kendinize göstermeye meyillisiniz.

Narsistler  öyle bir anda destek olur ki sanki tüm çabanının ateşleyicisiymiş, karar veren, risk alan oymuş gibi hissettirirler. Oysa karşısındakinin duygularını es geçen, ihtiyaçlarını görmezden gelen bu kişiler sadece iyi hissettiklerinde ya da bir çıkarları olduğunda vericidir.

Onların istediği olmadığında hırçın ve kaba olabileceklerini bildiği  için uydu kişiler muhtemelen sorun çıkmasın diye uzlaşan, toparlayan, idare eden, onun beceremeyeceğini düşünüp çözümler için çırpınan oluverir.

Yörüngeden çık!

Narsistlerin yarattığı ‘’ bana kendini ispatla’’ ya da ‘’ ben herkesi beğenmem ama sen farklısın’’ kancasını çıkarmak için tüm dikkatinizi kendinize vermelisiniz. Kararlarınız sadece sizin içinizden geldiği şekilde biçimlenmeli. Yaptıklarınızla onu etkileyip etkilemediğinizi düşündüğünüzde dahi merkezde o oturuyor demektir. Narsist kişiliklere bağlananların ‘’ kurtarıcı’’ inançları vardır. Zaten narsistler de kurtarıcı olduklarına inanırlar.

Ona ne kadar değiştiğinizi, artık eskisi gibi olmadığınızı anlatmaya çalışmayın sizi duymaz. Onun sizi kırdığını ya da üzdüğünü anlamasını beklemeyin ve bu minvalde hareket etmeyin yoksa asla kopamazsınız.

Bir narsistle ilişkinizde kendinizi korumak istiyorsanız sınırlarınız çok net olmalıdır. İstemiyorum ya da istiyorum ve bunun nedenini biliyorum.

Herhangi bir eleştirisinde, teklifinde ya da size karşı tutumunda kararlarınızı kendi duygularınıza göre verin. Sizin alışkanlığınız karşınızdakinin ne düşündüğüne odaklanmak ve onun fikrini değiştirmek, haklı olduğunuzu göstermektir. Eğer bu şekilde devam ederseniz ona sahneyi teslim etmiş olursunuz.

‘’ Senin ne düşündüğünü önemsiyorum. Seni önemsiyorum. Senin benim fikrimi dinlemeni önemsiyorum’’ mesajları onun sahneye çıkmasına vesile olur. Ve onlar sahnede iyidirler. Siz seyredersiniz, ikna olursunuz en nihayetinde onun dediği olur ve siz de yenilmiş hissedersiniz.

Ben, böyle istiyorum.

Benim fikrim

Benim kararım

Senin bu söylediğin bana … hissettirdi.

Senin bu yaptığın bana …. Hissettirdi.

Tüm söyleminizde siz merkezde olmalısınız.

Onun tutumlarını görmezden gelir hatta onu görmezden gelirseniz yörüngeden çıkarsınız.

Sen’cil olanlar Ben’cil olanlarla eşleşir. Sen beni anla, fark et, değer ver, gör beni’’ derseniz Ekho’ya dönüşürsünüz.

Ben en değerliyim, benim en iyi dostum benim, en başarılı, hak eden, özel olan benim, senin bir değerin yok derseniz Narkissos’a dönüşürsünüz. Her ikisi de birbirlerine yakın ama kendilerini yok edecek kadar uyuşmuş bir şekilde yaşamlarını sonlandırmışlardır.

14 Comments

  • Yazı: Bir Narsistin Yörüngesine Girmek – Meltem Reyhan
  • Emsal
    Posted 15 Temmuz 2021 Saat 14:11

    Bilgininde bir zekati oldugunu,bun sadece paylasarak odenebilecegini dusunenlerdenim.
    Bu yazida yasadigim aydinlanma ,acik zihinlilik durumunu okudugum hic bir narsizm yazisinda hissetmedim.Bukadar tokatlanmadim acikcasi.
    Yorungeden cikmaya niyet ediyorum.
    Kendimi fark etmeye
    Yeteneklerimi kullanabilmeye
    Degerli oldugumu hissetmeye niyet ediyorum
    Sevgi ve minnetle
    Emsal

  • Ümmügülsüm
    Posted 15 Temmuz 2021 Saat 14:54

    Ay Gatika bir yazı olmuş çok net,anlaşılır ve uygulanabilir bir yazı.Hele mitolojik yönü .Bana iyi geldi.teşekkürler

  • Hülya Özaydın
    Posted 15 Temmuz 2021 Saat 15:34

    Emeğinize sağlık güzel bir yazı doğru bir tespit olmuş. Hem fark etmemizi hem de çözüm önerileri olan bu paylaşımda kendimin ne olduğumu fark ettim . Ben uyduyum karşı taraf gezegen ve bunun bu şekilde devam etmesini istiyormuyum ?? Sanırım hayır.. Bundan sonra kendimi geliştirmek ve içime dönüp ne istediğimi bulmak kendim olmak için gayret edeceğim. Ben ne uydu ne de bir gezegen değilim. Ben evrenin kendisiyim . Teşekkürler

  • Burcu
    Posted 15 Temmuz 2021 Saat 15:48

    Meltem hanım merhaba,

    Peki bir narsistin narsistle eşleştiği olur mu?

    • Anonim
      Posted 16 Temmuz 2021 Saat 15:36

      Bence oluyor. Dönem dönem birbirlerinin uydusu oluyorlar. Ta ki biri oyundan çıkmaya karar verene kadar. Ben bir kere çok yakınında gözlemledim.

  • Anonim
    Posted 15 Temmuz 2021 Saat 16:35

    Fevkalâde bir anlatım, gozumde birkaç tane gezegen birkaç tane uydu belirdi
    Kaleminize yüreğinize sağlık
    Yörüngeden çıkılması dileğimle

    • A
      Posted 19 Temmuz 2021 Saat 01:37

      Burada youtubedaki ekho hikayesinin devamı yok, netede???? Hikaye yarım kaldı ve ben sonunu merak ediyorum. Nerede????

  • Hatice
    Posted 16 Temmuz 2021 Saat 09:31

    Sizden aldığım bir seansta ebeveyn olduğumu söylemiştiniz. Bu yazıya göre bir uydu oluyorum. Bir iki sene önceki halime o kadar uyuyorki yazdıklarınız. Hayatımdaki narsistleri de fark ettim. Güzel olan şu ki onları görmezden gelmeye ve kendime odaklanmaya başlamıştım çoktan. Görünür ol demiştiniz bir de bana. Sıra görünür olmakta. Seviyorum sizi. Teşekkür ederim

  • Dilara
    Posted 16 Temmuz 2021 Saat 09:51

    Çok dokundu bu yazı bana… göz yaşlarıyla okudum. Teşekkürler

  • Nilgun
    Posted 16 Temmuz 2021 Saat 15:36

    Bence oluyor. Dönem dönem birbirlerinin uydusu oluyorlar. Ta ki biri oyundan çıkmaya karar verene kadar. Ben bir kere çok yakınında gözlemledim.

  • vesile
    Posted 17 Temmuz 2021 Saat 12:13

    Teşekkür ederim okuması kolay ve detaylı yazınızın herbir parçası için. Okudukça yörüngeden çıkmadan önce ki anne-kız ilişkime dair bazı anıları hatırladım.

  • uydu1
    Posted 30 Eylül 2021 Saat 15:28

    Bir narsist bu yazıyı okuyup ya da bir şekilde narsist olduğunu anlar mı acaba? Anlayanlar hep biz uydularız.

Yourmlar kapatıldı

Websel Dönüşüm