Bu İçeriği Paylaş
Kendinize zaman, zaman sorar mısınız, “ben bu dünyaya niye geldim” diye. Hepimizin ilerlemekte zorlandığı, isteksizleştiği hatta kendini sıkışmış hissettiği anlarda merak ettiği, tam bu haldir.
Benim yönüm neresi?
Hedefim doğru mu?
Kime ne yaptım da bu sorunları yaşıyorum?
Doğruyu seçmem için neyi bilmem gerekiyor?
Astrolojiye olan merakımın rehberliğinde bu soruların cevabını ararken bana eşlik edebilirsiniz.
Belki dikkatinizi çekmiştir. İnsanın doğduğu andan itibaren bir karakteri var. Hepimiz bir takım özelliklerimizi doğuştan bu yana taşıyoruz. Büyükler anı anlatımlarıyla sık sık hatırlatırlar:
“Hiç uyumazdın sen, küçükken de sevmezdin uykuyu”, “Ne yaramazdın, evin altını üstüne getirirdin”, “Uslu mu uslu, çalışkan ve tertipliydin”.
Anne veya babaya çekme, yetiştirilme prensipleri elbette oldukça etkilidir. Ancak hepimizin bildiği üzere aynı anne- babadan doğmuş, aynı evde büyümüş kardeşlerin bebekken dahi yapıları bambaşka olabiliyor.
İşte bahsettiğim tam olarak bu nokta!
Sizce hangi nedenle birimiz iştahlı olurken bir diğeri mızmız, bir başkası uslu vesaire, vesaire …
Astrolojide sevdiğim konulardan birisi olan Kuzey – Güney Ay düğümü aksı tam olarak bu konuyu anlatıyor.
Daha öncede birçok defa farklı yazılarda bu düğümlerden bahsettim.
Doğduğumuz andan itibaren kendiliğinden yaptığımız, olağan gördüğümüz yaklaşımlar, bir konu karşısında ilk tepkimiz Güney Ay Düğümü konusudur. Ancak bildiğimiz, emin olduğumuz bu alanla ilgili zaman, zaman sıkıntılar yaşayabiliriz.
Özellikle de yaşımız ilerledikçe en rahat ettiğimiz alanlarda, daralmalar bizi tam ters yöne doğru hareketlendirir.
Diyelim sizin Güney Ay Düğümünüz YENGEÇ olsun.
Dolayısıyla Kuzey Ay Düğümünüz OĞLAK olur.
Ay düğümleri zıt burçlarda konumlanır.
Güney, bu dünyaya gelirken kuşandığımız bazı kabiliyetlerimizi, kendiliğinden yapma isteği duyduklarımızı anlatır. Kuzey ise bizi ürküten, uzak gelen ancak yapmaktan başka çaremiz kalmadığında tercih ettiğimiz ve tercih ettiğimiz anda da bize kolaylık sağlayan taraftır.
Kolaylıktan neden kaçıyoruz?
Bilemediğimiz ve kontrol edemediğimiz alanları güvenli bulmuyoruz.
Örneğimizle devam edelim daha kolay olur.
Yengeç, bizde karşımızdakileri besleme, verme isteği yaratır. Verdiğimiz kimi zaman emeğimiz, maddi kaynaklarımız, sevgimiz ya da tüm sahip olduklarımız olabilir. Bu verme isteği çoğunlukla aile olarak tanımladıklarımızla sınırlıdır. Kendimizi evimizde, sevdiklerimizin yanında rahat hissederiz. Biz onlara verirken onların bizim yanımızda kalmasını isteriz. Hatta mümkünse sürekli bizimle ilgilensinler, ihtiyaçlarımızı karşılasınlar. Biz onların, bizden başkasına ihtiyaç duymasına tahammül edemeyiz. İlişkiler konusunda tutucu, sahiplenici ve yenilikten korkuyor olabiliriz.
Çoğunlukla ilişkilerdeki değişiklikleri reddeder, eski ilişkilerin izlerini silemez ve yeni bir ilişkiye geçse de eskiyi yanında taşır bir halde olabiliriz.
Oysa Kuzey Ay düğümü, bizim kendi ayaklarımızın üstünde duran, prensip sahibi hedefleri olan ve koyduğu hedefleri uygulayan biri olmamız için baskı yapar. Aile, sevdiklerin güvenli ama o alanda kalırsan ilerleyemezsin, gelecekle ilgili güzel hedefler koy. Yardım gelecek. Sadece kendine, yeteneklerine güven, prensip sahibi ol. Eskiyle bağını kes. İlişki bağımlılığından özgürleş, bir işin kariyerin ve başarın olsun, der.
Yapmazsak ne olur?
Önce tutulup, tutunup kaldıklarımızla aramıza mesafe koyar!
Bizim yeteneklerimizi ortaya çıkarmamız için yardımcılarımızı değiştirir.
Hareket etmek, cesaret ederek hedef koymak zorunda kalırız.
Böyle olmayabilir elbette. Belki bu zorlamalara gerek kalmaz.
Aileden, yakın çevremizden, geçmiş deneyimlerimizden feyz alır ve biz kendiliğinden gelecek planlarımızı eyleme geçiririz.
Şimdi ilk soruma gelirsem “BEN BU HAYAT NİYE GELDİM?”
En iyi olduğum, kendimi en rahat hissettiğim alanda yayılıp kalmayı bırakıp, burada edindiğim tecrübelerimi hiç yapamam, benim yapıma uymaz, benim hiç bildiğim bir konu değil, dediğim alanla dengeleyerek yepyeni bir deneyim yaşamak üzere geldim.
Sahi siz bu hayata niye geldiniz?